“İlk günden itibaren, etik, çalışan hakları, toplumsal fayda ve çevreye saygı gibi sürdürülebilirlik başlığı altında değerlendirilen konularda her zaman titizlikle hareket ettik.”

Daha çok. Modern dünyamızı özetleyen iki kelime: Daha çok üretim, daha çok tüketim, daha çok kaynak kullanımı. Yarın yokmuş gibi, başka dünyalar varmış gibi ekonomik ve sosyal hayatımızı şekillendiriyoruz. Oysa sınırlı bir dünyada yaşıyoruz ve ona iyi bakmamız gerektiğini her geçen gün daha belirgin işaretlerle öğreniyoruz: İklim krizi, sosyal eşitsizlik, kapsayıcılığın azalması… Ancak bu gidişatı değiştirmek ve etkilerimizi kontrol altına almak için elimizde güçlü bir yöntem var: Sürdürülebilirlik.

Sürdürülebilirliğin tek bir evrensel tanımı olmasa da genellikle, “gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneğinden ödün vermeden bugünün ihtiyaçlarını karşılamak” olarak ifade edilir. Bu kavram; üretim, çeşitlilik ve tüketimin devamlılığını sağlarken toplumsal ve ekolojik dengeyi korumayı hedefler.

Sürdürülebilirliği anlamak kadar, “Sürdürülebilirlik ne değildir?” sorusuna da yanıt bulmamız gerekiyor. Sürdürülebilirlik, yalnızca çevre ile sınırlı bir kavram değildir. Daha geniş bir bakış açısıyla, kalıcı refahı tesis etmek için ekonomi, toplum ve çevrenin bir arada ele alındığı bütüncül bir yaklaşımdır.

Sürdürülebilirlik; ekonomi, toplum ve çevre olmak üzere üç temel başlıkta ele alınır:

• Çevreyi Koruma: Karbon ayak izini azaltmak, geri dönüşüm, atık yönetimi ve enerji tasarrufu gibi adımlarla ekosistemi korumayı amaçlar.
• Ekonomik Kalkınma: Kaynakları koruyarak ekonomik büyümeyi destekler, adil ticaret, döngüsel ekonomi ve yeşil yatırımlara öncelik verir.
• Sosyal Gelişme: Sosyal eşitlik, kapsayıcılık ve eğitim gibi alanlarda sürdürülebilir standartlar yaratmayı hedefler.

Ekosistemdeki tüm parçalar birbiriyle bağlantılıdır ve zincirin bir halkasındaki bozulma tüm sistemi etkiler. Sürdürülebilirlik, bu bağlantıyı koruyarak yaşam kalitesini artırır, toplumsal refahı destekler ve kaynakları verimli kullanarak daha yaşanabilir bir dünya yaratır.

Kolaylaştırıcılar: Dijitalleşme, operasyonel mükemmellik, yetenek yönetimi ve iş sağlığı ve güvenliği, sürdürülebilir bir geleceğin anahtar unsurlarıdır.

Stratejik Değer Alanları: İnsan, doğa ve toplum odağında inovasyonu destekleyen projelerle sürdürülebilirlik hedeflenir.

Operasyonel Kökler: Ekonomik performans, kurumsal yönetim ve müşteri bağlılığı gibi değerler, sürdürülebilir iş yapma kültürünün yapı taşlarını oluşturur.

Geleceğe iyi bakmak için dünyaya iyi bakmamız gerektiğini yaşayarak öğrendik. Bu anlayış; sosyal, ekonomik ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerinden vazgeçmeden, daha müreffeh bir dünya için sorumluluk almayı gerektiriyor. Unutulmamalıdır ki, “Gelecek, bugünden yarına” şekillenir!